Sabah otelden erken saatte olan tur, ilk olarak “Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi” gezisi ile başlayacaktır bu müzede Akdeniz’de yaşayan canlı türleri ile Kıbrıs’ta bulunmuş eski eserler kronolojik bir düzen içersinde sergilenmektedir. Gezinin diğer bölümünde “St. Mamas Kilisesi” bulunmaktadır. Orijinal kilise Bizanslılar tarafından inşa edilmiş olup, eski tarihlerde sürekli yenilenmiştir. En sonunda Osmanlı zamanında merkezi bir kubbe eklenmiştir ancak binanın Bizans sitilinin bir kısmı korunabilmiştir.
Turun son ayağı “Tumba Tu Skuru” Güzelyurt-Girne istikametinde, yolun batısında yer almaktadır. Burası Bronz Çağı’nın başlarında kurulmuş bir yerleşim yeridir. Buradan çıkarılan tarihi eserler “Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi“nde sergilenmektedir.
Girne-Güzelyurt Tur kapsamında ziyaret edeceğimiz bazı önemli noktalar şöyledir;
- Karaoğlanoğlu Şehitliği
- Paulo pualides ( Mavi Köşk)
- Soli Harabeleri
- Güzelyurt Doğa ve Arkeoloji Müzesi
- ST. Mamas Kilisesi
- Cengiz Topel Anıtı
- Yeşilırmak’ta mola
Güzelyurt, adini hakedecek bir güzellige sahiptir. Verimli topraklar üzerine yayilan bölge adanin narenciye üretim merkezidir.
Güzelyurt (Yunanca: Μόρφου, İngilizce: Morphou) KKTC’de şehir. Kıbrıs adasının kuzeybatısında bulunan Güzelyurt turunçgil bahçeleriyle çevrili adı gibi güzel bir yerleşim birimidir. Çok verimli toprakları bulunan Güzelyurt’ta portakal, greyfurt, karpuz, kavun ve çeşitli sebzeler yetiştirilmektedir. Turunçgillerin çoğu ihraç edilmekte, bir kısmı ise meyve suyu yapılarak içerde tüketilmekte ve ihraç edilmektedir. Lefkoşa’nın 74 km uzağında gene adanın kuzeybatısında bulunan Lefke de Güzelyurt gibi turunçgilleriyle ünlü bir kentdir.
Tarihi yerleri: Soli, Soli bazilikası, Soli Tiyatrosu, Mamas Manastırı’dır
Ortadoğu Teknik Üniversitesi KKTC Kampüsü Güzelyurt sınırları içerisinde Kalkanlı kasabasındadır.
St. Mamas Kilisesi, antik ikon sergisiyle ünlüdür.
Güzelyurt Doga ve Arkeoloji Müzesi, ada hayvanlarinin doldurulmus örnekleri ve M.Ö. 7000 yilina dek uzanan bir tarihten kalma arkeolojik buluslari sergiler.
Soli harabelerindeki (Soli Ören Yeri) bazilika Kuzey Kibris’in en iyi korunmus mozaik ve mermer zeminine sahiptir. Burada ayrica restore edilmis bir tiyatro, ve bir pazarla Afrodit’e adanmis bir tapinagin kalintilari vardir.
Vuni Ören Yeri ve Sarayi adadaki tek Pers sarayidir. Sarayin kalintilari denize yukaridan bakan hasmetli bir tepenin üzerindedir.
TARİHİ YERLER
Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi;
KKTC’de açılan ilk Arkeoloji müzesi Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi’dir. Müze Binası 1974 Barış Harekatından önce Metropolit olarak kullanılmaktaydı. 1974 yılında Eski Eserler ve Müzeler Dairesine tahsis edilen binada gerekli tadilat ve düzenleme yapılarak 1979 yılında Müze olarak ziyarete açılmıştır . Çift katlı olup Arkeoloji ve Doğa olmak üzere iki bölümden ibarettir. Doğa bölümü alt katta olup Kıbrıs’ta görülen yerli ve göçmen kuş çeşitleri, böcekler, yılanlar, Akdeniz’de yaşayan balık türleri ve Kıbrıs’ın jeolojik yapısında mevcut olan taş çeşitleri bu bölümde sergilenmektedir. Üst katta yer alan Arkeoloji bölümünde ise Kıbrıs’ın çeşitli yerlerinde bulunmuş eski eserler kronolojik bir düzen içerisinde (Neolitik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar) sergilenmektedir.Tumba Tu Skuru buluntuları ve Artemis Heykeli müzenin en önemli eserlerini teşkil ediyor. Artemis Heykeli 68cm boyunda olup Efes’te bulunan Artemis Heykelleri ile gerek malzeme, gerekse şekil bakımından büyük benzerlik göstermektedir. Çok memeli oluşu bolluk ve bereketi simgelemektedir. Bu heykel iki adet geyik heykelciği ile birlikte 1980 yılında Salamis’te tesadüfi olarak bir turist tarafından denizden çıkartılmıştır. M.S 2.yüzyıla tarihlenmektedir.
St Mamas Kilisesi;
Orjinal kilise Bizans olup muhtelif devirlerde yenilenmiş ve Orta Çağ’da Gotik stilde hatırı sayılır derecede önemli bir yapı yapılmıştır. Bu tekrardan 1725 tarihinde, yani Osmanlı döneminde tamamıyle yeniden yapılmış ve büyük merkezi kubbe bu devirde ilave edilmiştir. Gotik binadan bir kısım mimari detay koruna bilmiştir, bunlar : Kuzey ve Güney’deki giriş kısımları; sahen sütunları; batı penceresindeki iki mermer sütun ve azizin tahtiminin bulunduğu kemerli kısım. Bütün bunlar 15.yüzyıldan ve flamboyant stilindedir. İkonastasis iki devrin ve stilin karışımıdır. İkonastasis’te yer alan Gotik başlıklı dört(4) mermer sütun ve mermer paneller 1500 tarihindendir. Bu paneller Venediklilerin adada mevcut olan en güzel küçük sanat örnkleri olup üzüm ve meşe motifleri ile yüksek kabartma şeklinde dekore edilmiş ve köşelere Venedik armaları yerleştirilmiştir. İkonastasis’in ahşap işçiliği, koyu mavi ve altın renkli boyası ile 16.yy’ın muhteşem bir örneğidir. İkonastasis’in solundaki kutsal girişte yer alan iki kapı ile altar üzerindeki boyalı gölgelik de aynı devirdendir. Azizin Bizans devreinden olan mermer lahdi bir kemer altında ve duvar içerisinde yerleştirilmiş olup içeriden ve dışarıdan görülebilmektedir. Batı kapısı üzerinde yer alan yazılarda, Fransız konsülü M. Porey’in 1738 yılında ve Moskova’dan bir zatın 1753 yılında yapmış olduğu ziyanetler yayılıdır. Manastır binası 1779 yılında yapılmış olup bir kısım sütunlar ve başlıklar eski kiliseden alınmıştır. Aziz Mamas Kıbrıs’ın en tanınmış azizlerinden biri olup ikonlarda arslana binili ve kollarında kuzu ile tasvir edilir. Yerel efsaneye göre St. Mamas Güzelyurt yakınlarındaki bir mağrada yaşayan fakir biriymiş. Devrin Bizanslı dükü yayımladığı bildiride herkesin vergi ödemesini istemiş ve Mamas sosyal yaşam içerisinde yer almadığı için bunu kabul etmemiş. Bunu duyan dük azizin tutuklanıp cezalandırılmasını ister. Askerler, Aziz Maması tutuklayıp Lefkoşa’ya doğru ormanda ilerlerken aniden karşılarına, o güne kadar Kıbrıs’ta hiç görülmeyen bir arslan çıkar ve önde giden kuzuyu parçalamak ister. Azizin elini kaldırması ile arslan sakinleşir ve aziz kuzuyu koluna alarak bir katır gibi arslanın sırtına binerek dükün huzuruna böyle çıkar. Dük gördükleri karşısında şaşırır ve Aziz Mamas’ı ömür boyu vergiden muaf tutar.
Tumba Tu Skuru;
Güzelyurt-Girne istikametinde uzanan ama yolun batısında ve Güzelyurt’un birkaç mil kuzeyinde yer alan Tumba Tu Skuru adı ile bilinen, Geç Bronz Çağı’na ait yerleşme yerinde 1971-1974 yılları arasında Prof. Emily T. Vermeule başkanlığında Harvard Üniversitesi ve Boston Güzel Sanatlar Müzesince yapılan kazılarda çıkartılan eserler Güzelyurt Arkeoloji ve Doğa Müzesi’nde sergilenmektedir.
Tren İstasyonu
Kıbrıs’ta kullanılan ilk trenler de Güzelyurt’ta Festival Alanı’nda bulunmaktadır. Bunlar Kıbrıs’ın ilk trenleridir. Lefkoşa-Güzelyurt girişindeki anyolun her iki tarafında yer alan tren istasyonu binaları, İngiliz döneminde, Mağusa-Lefkoşa-Güzelyurt-Lefke güzergahında çalışan tren hattının, Güzelyurt istasyon binaları olarak hizmet vermekteydi. Günümüzde festival parkında bulunan lokomatif ile birlikte bizlere kalmış olan önemli birer tarihi eser durumundadır. Ancak amacı dışında kullanılmakta ve korunmaktadır. Bölgemizde bulunan bu tarihi mirası geleceğe taşımak için, en kısa zamanda tren istasyonu binalarının restore edilip turizm amaçlı kullanılması gerekmektedir. Ülkemizde uzun yıllardan beri demiryoluhattının bulunmayışı, bu tarihi eserlerin önemini bir kat daha artırmaktadır.
Atatürk Anıtı;
Güzelyurt Kaymakamlığı önüde yer alan Atatürk Anıtı, 1973 yılında Öğretmen Feriha Coşkun’un büyük çabası ve girişimleri ile Nazilli’de yapıldı. Anıtın Cumhuriyetin 50. yılı olan 29 Ekim 1973 tarihinde açılışı hedeflenmekte idi. Ancak Anıtın yapımı ve Kıbrıs’a getirilmesinde yaşanan gecikmelerden ötürü belirlenen tarihte anıtın açılışı yapılamadı. 1974 yılında adaya getirilen anıt Baf’ta hazırlanan kaydesi üzerine kondu. 30 Ağustos 1974 tarihinde açılması gereken anıt 20 Temmuz 1974 de gerçekleşen Barış Harekatı nedeni ile gerçekleşemedi. Barış harekatından sonra yapılan nüfus mübadelesi ile Baf’ta yaşanan Türkler Güzelyurt’a yerleşti. Atatürk Anıtı’nın Türk tarafına getirilmesi için yapılan girişimler sonucunda Güzelyurt’ta bulunan Rumlara ait bir heyeti Rum tarafına göndererek bunun karşılığında Baf’da bulunan Atatürk heykeli Lefkoşa Türk bölgesine getirildi. Güzelyurt’taki bu günkü yerinde hazırlanan kaydesi üzerine konan Atatürk heykeli günümüzde tören alanı olarak kullanılmaktadır. 1999 yazında kayde ve çevresinde yapılan düzenleme ile Atatürk Anıtı’na yeni bir çehre kazandırılmıştır.
Kaynak: Güzelyurt Belediyesi