Barbarlık Müzesi

0
Barbarlık Müzesi
kıbrıs'ta-barbalık-müzesi

Barbarlık Müzesi, Başkent Lefkoşa’nın Kumsal Mahallesi İkinci İrfan Bey Sokak’ta bulunuyor. Müze tek katlı, bahçeli ve tam köşede şirin bir ev aslında. Lefkoşa Belediyesi sonradan bu sokağın adını Nihat İlhan’ın eşi “Mürüvvet İlhan Sokak” olarak değiştirmiş. Müze 1 Ocak 1966 tarihinde açılmış. 1975 yılında onarım görmüş. 1980 yılında Bakanlar Kurulu Kararı’yla kamulaştırılmıştır. Müzenin duvarlarındaki siyah-beyaz fotoğraflar Rumların 21 Aralık 1963’teki katliamları sonucunda kadın, erkek, genç, ihtiyar Kıbrıslı soydaşlarımızın şehit edilişlerini, bu soydaşlarımızın evlerinin, köylerinin yakılıp yıkılışını yansıtıyor bugünlere…

Murat Ağa, Sandallar, Atlılar ve daha birçok bölgede soykırımlar yapıldı. 1963-74 arasında 103 Türk köyü yerle bir edildi. Her kare fotoğrafta, ayrı bir öykü var. Bu öykülerin ortak adresi ise Kıbrıs Türkü’nü “ya ölümle”, “ya da göçle” yok etmek, adayı tamamen ele geçirip, Yunanistan’a iltihak etmek.

21 Aralık 1963, yani “Kanlı Noel” bunun en açık ifadesidir. Noel demek Hırıstiyan inancına göre Hz.İsa’nın Doğumunun kutlanması demektir. Hırıstiyanlık kan dökmeyi, katliam yapmayı emretmiyor. Ama Rumlar tıpkı bir vampir misali liderleri Papaz Makarios’un öncülüğünde Hz.İsa’nın bile doğum yıldönümünde bile insanlık dışı bir davranışla kan döküyorlar.

Araştırdığımız tarihi kaynaklara göre; “Kıbrıs’ta dinamiti patlatan ilk kıvılcım, 4 Aralık 1963’te Lefkoşe’deki EOKA eylemcisi Markos Dragos’un heykeline konulan bomba oluyor. EOKA bombayı Türkler’in koyduğunu ileri sürüyor. Ardından iki Türk öldürülüyor. Artık ok yaydan çıkmıştır… 24-25 Aralık’taki acı katliama işte böyle başlanıyor.”

Rumlar bu tarihte saldırıya geçerek, Türkler üzerinde müthiş bir soykırıma giriştiler. Sırada Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alay doktoru Elazığlı Binbaşı Nihat İlhan’ın evi de vardı. Eli silahlı gözü dönmüş Rumlar gecenin bir vaktinde evin kapısına dayandılar. Binbaşı Nihat İlhan, evde yoktu… 18 Aralık günü evden çıkarak Alay’a gitmişti. Günlerce gecelerce eve dönememiş, Gönyeli ve Küçükkaymaklı’daki yaralı Türklerin yaralarını sarıyor, onlara sevgi, şefkat ve şifa dağıtıyordu. Nihat İlhan 6 ay önce Amerika’dan Türkiye’ye dönmüş, Haydarpaşa Askeri Hastanesinde göreve başlamış, çok geçmeden de tayini Kıbrıs’a çıkmıştı. Geldikten 2,5 ay sonra da çocuklarını yanına aldırmış, güvende olsunlar diye Kıbrıslı Türk Ailelerin yanındaki bu evi tutmuştu.

Rumlar kapıya dayandığında, sokaktan gelen yüksek sesteki Rumca konuşmaları duyan Mürüvvet İlhan, çocukları Murat, Kutsi ve Hakan’ı yanına alarak, evin banyosundaki küvetin içine girerler. O sırada evde bulunan ev sahibi Ferdiye Gudum adlı yaşlı kadın da tuvalete saklanır. Evin sokak kapısı açılmayınca silahlı caniler tarafından kırılır. İçeri giren Rumlar Binbaşı’nın ailesini banyodaki küvetin içerisinde kurşun yağmuruna tutarlar. Ev sahibi kadını da tuvalette tararlar. Bu baskın sırasında Rifle otomatik mavzerlerle 15, Storn otomatik tabanca ile 12, mavzerlerle 6 olmak üzere toplam 33 el ateş edildiği, şehitlerin vücutlarındaki yaralardan ve duvarlarda hala yeri belli olan kurşunların izlerden anlaşılmaktadır. Eşinin ve çocuklarının şehit edildiğini Binbaşı Nihat İlhan, ancak 4 gün sonra öğrenecektir.

Müze’de Neler Var?

Müzenin kapıdan girişte sağ tarafta kırmızı boya ile tavandan aşağıya doğru insanın üzerine akan kan motifi verilen “Aralık 1963” yazısı göze çarpıyor. Tavanda, baskından kalma kurşun izleri siyah çerçeve içerisinde gösteriliyor.Bir odada 1963-1964 yıllarında yaşanan “Rum Katliamları”yla ilgili yabancı basında yayınlanan haberler sergileniyor. Bir diğer odada şehit edilen Türkler, yok edilen kültürel miraslar, bir başka odada Mürüvvet İlhan ve çocuklarına ait eşyalar, son odada ise toplu katliamlarla ilgili siyah beyaz fotoğraflar, izleyenleri yeniden o günlere götürüyor.

Barbarlık Müzesi’nin bahçesinde de aynı yılda yaşayan “Kumsal Katliamı”nda şehit edilen 11 Kıbrıs Türk vatan evladının anısına bir anıt yaptırılmış. “Kumsal Şehitleri Anıtı”da bu evi ziyarete gelenler tarafından açık havada ziyaret edilerek, hatıra fotoğrafları çektirilen önemli bir mekan. Anıt üzerinde şehitlerin fotoğrafları da bulunuyorlar. Bu anıt “Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği”nin katkılarıyla yapılmış. Barbarlık Müzesi’nin bahçesindeki bu anıtta Kumsal Şehitlerinin isimleri; Hakan İlhan, Kursi İlhan, Murat İlhan, Mürüvvet İlhan, Feride Hasan, Erdoğan Rifat, Tuncer Hasan, Mustafa Hasan, Mustafa Mehmet, Muhip Hüseyin ve Aziz Güner olarak yazılıyor. Rumlar, Kıbrıs’ta Türkler üzerinde çok sıkı bir soykırım politikası uygulamıştır. Barbarlık Müzesi 42 yıl önceki bu soykırımın delili ve belgesidir.

Barbarlık Müzesi, Barbarlığın ne olduğunu tüm dünyaya gösteren ve bunu kanıtları ile gözler önüne seren Barbarlık Müzesi, Rumların yaptığı katliamın her detayını içerisinde barındırıyor. Görenlerin tüylerini diken diken edecek bu güzide müze, içerisinde o döneme ve katliama ait bütün detayları barındırıyor. Aslında sizler de Barbarlık Müzesi’ne gidince, barbar kelimesinin karşılığının bu katliamı yapanlar olduğunu anlayacaksınız. Çünkü burada Kıbrıslı soydaşlarımız genç veya yaşlı demeden katledildi ve hali hazırda tüm etkileri gözler önünde.

Katliam Ne Zaman Oldu?

Barbarlık Müzesi’ne konu olan bu katliam, 24 Aralık 1963 tarihinde gerçekleştirildi. Peki, bu yer bir karakol muydu? Ya da bir askeri alan mı? Hayır, hiçbiri de değil. Burası mütevazi, kendi halinde insanların yaşadığı küçük bir yaşam alanı. Yani bir ev. Siz de Barbarlık Müzesi’ne geldiğinizde, bu evin günümüz şartlarındaki mütevaziliğini anlayabileceksiniz. Zaten katliamın boyutlarını katlayan da bu. Masum, hiçbir suçu olmayan insanların katledilmesi. Peki, katliam ile ilgili olarak bilinmesi gerekenler nelerdir?

  • Makinalı tüfekler ile tam olarak 33 kurşun sıkılmış bu ev, kendi halinde yaşayan bir ailenin eviydi.
  • 1963 ve 1964 yılları arasında, Rumların uyguladığı katliamların bir örneği olarak dikkat çekiyor.
  • 21 Aralık 1963 yılında gerçekleştirilen Kanlı Noel olarak bilinen katliam, Rumların uyguladığı katliamların ana noktasıdır.
  • 21 Aralık tarihinden önce ve sonra bombalı saldırı ve masum Türklerin öldürülmesi ile de katliamın boyutu iyice artmıştır.
  • İşte 24 Aralık 1963 tarihinde, Binbaşı Nihat İlhan’ın ailesinin yaşadığı ev, katliamın yeni adresi olmuştur.
  • Binbaşı Nihat İlhan’ı adresinde öldürmek isteyen cani Rumlar, onu bulamayınca, evin kapısını kırarak içeri girmişlerdir.
  • Rumların konuşmasını duyan Nihat İlhan’ın karısı ve üç çocuğu, banyodaki küvetin içerisine saklanmışlardır.
  • Ancak caniliğin tam olarak karşılığını sergileyen Rumlar, 33 kurşunu anne ve üç çocuğunun üzerine yağdırırlar.
  • Binbaşı Nihat İlhan ise çocukları ile beraber karısının şehit edildiği tam olarak 4 gün sonra öğrenebilmiştir.

24 Aralık katliamından önce ve sonra yapılan pek çok canilik, Rumların ne denli barbar olduğunu tüm dünyaya kanıtlamaktadır. Barbarlık Müzesi ise bunu herkese gösteren, tüm delilleri ile gözler önüne serilen önemli bir kanıttır. Sizler de Barbarlık Müzesi’ni ziyaret ettiğinizde, bu dokuyu en iyi şekilde anlayacaksınız.

Barbarlık Müzesi ve Müzenin İçi

1 Aralık 1966 yılında müzeye dönüştürülen Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve çocuklarının bulunduğu bu ev, zamanla farklı şekillerde restore edilmiş ve katliamın her detayını içerisinde barındırması sağlanmıştır. 1974, 1980 ve 2000 yıllarında, turizme kazandırılan Barbarlık Müzesi, anıtsal bir boyuta ulaştırılmış ve bu şekilde her yıl binlerce kişinin ziyaret etmesi sağlanmıştır. Peki, Barbarlık Müzesi’ni ziyaret öncesi bilinmesi gerekenler nelerdir?

  • Aralık 1963 yazısının kanlı bir şekilde tavandan aşağı sarkıtıldığı bir motif, müzeye ilk girdiğinizde sizleri karşılayacak.
  • Katliam sırasında sıkılan 33 kurşunun izleri de, siyah çerçevelerin içerisine alınmış ve ziyaretçilerin net bir şekilde görmesi sağlanıyor.
  • Müze içerisinde bir odada, o dönemde Rumların yaptıkları katliamlara yönelik olarak yabancı basınlarda yayımlanan haberlere yer verilmiş. Bu haberlerde de durumun vahameti net bir şekilde anlaşılmaktadır.
  • Diğer odada ise şehadet şerbetini içen ve katliamda hayatını kaybeden Türkler ile o dönemin kaybolan kültürel miraslarına yer verilmiş. Böylece nelerin kaybedildiğini çok rahat bir şekilde anlayabiliyoruz.
  • Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet İlhan ve çocuklarına ait eşyalar, bir başka odada ziyaretçiler için sergileniyor.
  • Diğer bir odada ise, o dönemde gerçekleştirilen katliamların siyah beyaz fotoğrafları yer alıyor. Bu şekilde katliamın boyutu daha net anlaşılıyor.

Barbarlık Müzesi’nin bahçesinde, o dönemde katliamlarda şehit edilenler için bir anıt yapılmış. Bu anıt üzerinde şehitlerin isimlerine de yer verilmiş. Anıtı görünce de, farklı duygular içerisine gireceksiniz. Çünkü inanın orada yitip giden güzel hayatların kanıtları yatıyor.

Rumların katliamlarla Türkler üzerinde uygulamak istediği soykırıma karşı en önemli örnek, Barbarlık Müzesi olarak karşımıza çıkıyor. Bu müzenin korunması ve günümüze kadar en iyi şekilde aktarılması, herkese katliamın boyutunu anlatmış oluyor. Kıbrıslı Türkler üzerinde uygulanan soykırımın üzerinden onlarca yıl geçmesine karşın, o dönemin hassasiyeti hala içimizde bir yara. İnanın Barbarlık Müzesi, size o dönemi en iyi şekilde yansıtıyor.